Yaşam Sloganı: Hadi bir şeyler yaratalım!
ISFP’ ler sanatsal yeteneklere sahip, özgün ve yaratıcılar. Onlar, hayata olumlu açıdan bakan, bugün için yaşayan, andan keyif alabilen, iyimser insanlar. Soyut teorileri sıkıcı buluyorlar. Soyut kavramlar ve kuramlar üzerinde düşünmekle vakit harcamaktansa, hayatı deneyimlemeyi tercih ediyorlar. Neşeli ve esprili bir görünüme sahipler. Baskıdan hoşlanmıyorlar. Ancak başkalarının görüşlerine de önem veriyorlar. Kendilerini başkalarının gözünden değerlendiriyorlar. Çok hassaslar ve kolayca incinebiliyorlar.
• Yaşam enerjilerini iç dünyadan alıyorlar
• Duyuları ile algılıyorlar
• Hisleri ile karar veriyorlar
• Anlık kararlar ile spontan yaşamayı seviyorlar
• Duyarlılar
• Çekiciler
• Sıcakkanlılar
• Estetik sanat anlayışları var
• Yaratıcılar
• Özgünler
• Özgüvenleri zayıf
• Kolayca strese girebilirler
• Akademik kariyerde zorlanabilirler
• Aşırı derecede bağımsızlar
• Plansızlar
• Rekabetçiler
• Yeni bir işe başlamak konusundaki başarın takdir edilmeli ancak, başlanmış işleri bitirmek konusunda da ısrarlı olmalısın.
• Bu kadar alınganlık sana zarar veriyor, eleştiri çoğu zaman kişisel bir saldırı demek değildir.
• Bireyselliğin ve kendi yolunda yürüme isteğini ekip çalışmasında sorun yaratabiliyor.
Dünyayı sınırsız olanakları olan bir yer olarak görürler ve dünyanın sunduğu güzelliklere hayranlar. Sahip oldukları değerlere göre yaşamaya gayret ederler. Kendi değerlerine aykırı hareket etmek, onlara muazzam bir huzursuzluk duygusu verir. Kısıtlanmaktan, kendi kararlarını verme ve seçimlerini yapma şansını kaybetmekten endişe duyarlar.
ISFP’ ler doğayı severler. Medeniyetin ulaşamadığı bakir manzaralara bayılırler. Estetik, güzellik ve sanata düşkün bir ruhları vardır. Uyum ve sadeliği severler. Mükemmel bir görsel, renk, ton ve ses algısına sahipler. Genel olarak, moda, tasarım ve sanatta yeni trendleri tespit etmek konusunda hızlılar.
ISFP’ ler bir problem çözerken, durum için hızlı bir şekilde değerlendirme yapabilir, kendileri için mevcut olan tüm önlemleri ve araçları dikkate alabilir ve yerinde bir karar verebilirler. Kendi değer sistemlerini takip ederler ve seçimlerini yaparken sağduyularını takip ederler. Bununla birlikte, analitik ve rasyonel bir karara varmak onlar için zordur. Kural olarak, bir durum üzerinde düşünürken, kararın etkileyeceği gerçek insanları ve onların ne yaşayacaklarını ve hissedeceklerini düşünürler. Ayrıca, bir kararı verdiklerinde kendilerinin nasıl hissedecekleri de kararları üzerinde etkilidir.
ISFP’ ler özel alana ve mahremiyete ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden bazen kendilerini soyutladıkları ve gizemli oldukları izlenimi verirler. Ancak başkalarıyla olan ilişkileri aslında onlar için temel bir öneme sahiptir. Kendilerine en yakın olanların kabul ve desteğine güvenemezlerse hayattan zevk alamazlar. Olağanüstü sadıktılar, sorumluluklarını son derece ciddiye alırlar ve dostlukları istikrarlı ve kalıcıdır. Başkalarına yardım etmeyi severler ve çatışmaları önlemek için her şeyi yaparlar. Kimseye zarar vermemek, üzülmemek veya üzmemek için dikkatli hareket ederler. İnsanları mutlu etmek için sorunlarını çözmelerine yardım etseler de kendi üzerlerinde egemenlik kurmaya ya da onları kullanmaya çalışan insanlara güven duymazlar. ISFP’ ler yeni insanlar tanımayı severler ve yeni tanıdıklar oluşturmak için zaman ayırırlar. İsteklerini açık bir şekilde ifade etmezler ve kişisel sorunlarını paylaşmakta isteksizdirler. Bu dışarıdan uzak ve soğuk insanlar olarak algılanmalarına sebep olur. Büyük gruplar içinde bazen dışlanabilir, görmezden gelinebilir hatta tamamen grubun dışına atılabilirler. Bu da onların kendilerini daha çok izole etmelerine sebep olabilir.
ISFP’ ler özellikle kalabalık içinde suskun olma eğilimindedirler. Yanlış anlaşılma ya da eleştirilme korkusuyla düşüncelerini açıkça ifade etmekten çekinirler. Sonuç olarak, etraflarındakiler genellikle görüşleri, düşünceleri ve beğenileri konusunda habersizdirler. Genel olarak, eylemlerin sözcüklerden daha önemli olduğunu düşünürler. Bu yüzden duygularını ve hislerini somut bir şey yaparak iletmeyi tercih ederler. Ayrıca eleştirilme söz konusu olduğunda çok düşük bir tolerans eşiğine sahiptirler ve aslında eleştirmek için söylenilmemiş sözleri bile eleştiri olarak algılayabilirler. Kendi inançlarından farklı olan fikirleri, kendi değer sistemlerine bir saldırı olarak değerlendirebilirler. Zaman zaman kendi görüşleri ile çelişen görüşlere algılarını kapatabilirler.
En yakın ve en sevdikleriyle sağlıklı ilişkiler kurmak, ISFP’ ler için hayati öneme sahiptir. Sevdikleri olmaksızın hayattan zevk alamazlar ve mutlu olamazlar. Kendi ritimleri ile yaşamayı severler. Tekdüzeliği zor bulurlar. Başkalarının refahı için ellerinden geleni yapabilirler. Her insanın kendisi olma hakkına sahip olduğuna inanırlar. Herkesin kendisini olduğu gibi kabul etmesi ve yeterli potansiyele sahip olduğuna inanması gerektiğini düşünürler.
Toplum tarafından reddedilen insanların bile iyi özelliklerini açığa çıkarma yeteneğine sahipler. Mükemmel empati armağanlarını başkalarına yardım etmek için kullanırlar ve kendi güçlerine gönülden inanırlar. İnsanlar birbirlerine daha fazla sevgi gösterirse, dünyanın çok daha iyi bir yer olacağına inanırlar. Başkalarına saldırmayı ve eleştirmeyi seven ve gerçekte olduklarından başka biriymiş gibi davranmaya çalışanları anlamakta zorluk çekerler.
Diğer insanlar onları bazen, gizemli ve yaklaşması zor olan insanlar olarak görebilirler. Ancak, genelde böyle algılandıkları gerçeğinin farkında değillerdir. Bazen kendi içlerine kapanma eğilimi gösterebilir ve kendilerini soyutlayabilirler. Zaman zaman, sorumsuz, pasif, kararsız ya da sorumluluktan kaçınma eğiliminde olma izlenimi verebilirler. Aslında, hayatı çok ciddiye alırlar ve bazılarının görüşlerinin aksine, antisosyal değiller, onlar sadece kendi yollarında yürümeyi tercih eden insanlar. Kabuklarından çıktıklarında son derece mutlu ve eğlenceli olabilirler.
ISFP’ lerin kendilerini iyi hissetmeleri büyük ölçüde çevrelerine bağlıdır. Başkalarından sevgi, sıcaklık ve kabul gördüklerine, güzellik ve uyumla çevrili olduklarında mutlu olurlar. Eleştiriler, uyuşmazlık ve çatışma, onlara tehdit altında olduklarını hissettirir. Uzun süreli stres dönemlerine verdikleri tepki, geri çekilmek, vazgeçmek veya kaçmaktır. Doğa ile ve hayvanlarla temas, sanatsal aktivitelerle meşgul olmak onlar için rahatlatıcı bir etkiye sahiptir. Kural olarak, açık havada dinlenmeyi ve gevşemeyi severler. Hayattaki küçük şeylerde neşe bulma yeteneğine sahiptirler.
ISFP’ ler nadiren kendileri hakkında söyleyecek çok şeyleri olur. Ancak, birisiyle konuştuklarında, konuşmaya tam olarak odaklanırlar, dikkatle dinlerler ve gerektiği yerde uygun sorular sorabilirler. Sözel olmayan işaretleri okuma yeteneğine sahiptirler. Arkadaşlarının hayatlarına, deneyimlerine ve kişisel geçmişlerine gerçekten ilgi duyarlar, onlara anlatılanları hatırlarlar. Kimin neye ilgi duyduğunu ve nelerden hoşlandığını ve hoşlanmadığını, tutkularını ve sorunlarını bilirler. Fedakar doğaları gereği, kolayca yardım eli uzatabilirler. Yardım onlar için konuşmaktan çok yapma eylemi olduğu için onlar için daha değerlidir. ISFP’ ler, kendilerini oldukları gibi kabul eden ve değiştirmeye ya da baskı yapmaya teşebbüs etmeyen, aynı fikirde oldukları insanlarla zaman geçirmekten hoşlanırlar. Kendileri olağanüstü derecede hoşgörülüdürler ve başkalarının ihtiyaç ve duygularına karşı da son derece hassastırlar. Sadık ve özverilidirler. Kendilerini ilişkilerine yürekten dahil edebilirler. Arkadaşlarına zamanlarını ve enerjilerini çekinmeden verebilirler. Genellikle tüm yaşamları boyunca aynı insan grubu ile çevrilidirler.
En iyi ISFJ’ ler, ESFP’ ler, INFP’ ler ve kendi kişilik tipindeki insanlarla anlaşırlar. En az anlaşabildikleri kişilik tipleri ise, ESTJ’ ler, INTJ’ ler ve ENTP’ lerdir.
Sanatçılar ortaklarından güven ve anlayış beklerler. Kendileri de hem onları anlamaya hem de ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışırlar. Derin ilişkiler, sürdürülebilirlik ve hoşgörü beklerler. Bağımsızlıklarını korumak onlar için önemlidir. Diğer kişinin özgürlüğüne karşılıklı saygı göstermek ilişkilerinin temelinde yer alır. Eşlerinin sözlerinde ve jestlerinde kendi değerlerinin doğrulandığını görmek isterler. Nadiren duygularını gösterebilirler. En yakınları bile genellikle onların duygusal ve hassas insanlar olduklarının farkında değillerdir. İlişkilerinde uyum için çaba gösterirler. Eşlerine muazzam sevgi ve sıcaklık gösterirler, kendileri de şevkat, sevecenlik ve yakınlık duygularını görmek isterler. Eşleri ihtiyaçlarını algılayamazlarsa, ISFP’ ler kendilerini çirkin, gereksiz ve kullanılmış hissedebilirler. Kayıtsızlık onları çok rahatsız eder ve eleştiriden hoşlanmazlar. Bu durumda, kendi içlerine kapanarak tepki gösterirler ve kendilerine olan inançlarını kaybederler.
Bir ISFP’ nin yaşam ortağı için doğal adaylar, kendi kişilik tipindeki insanlar ile, ISFJ’ ler, ESFP’ ler ve ESFJ’ lerdir.
ISFP’ ler çocuklarına çok özen gösterirler. Bu nedenle ebeveyn rolü onlara muazzam neşe verir. Her zaman çocukları için zaman bulabilirler. Çocuklarıyla, ilk yıllarından itibaren inşa etmeye başladıkları ve yaşamları boyunca besledikleri olağanüstü bağları vardır. Çocuklarının bireyselliklerine saygı duyarlar, onları kendi düşüncelerine uygun olarak şekillendirme girişiminde bulunmazlar. Çocuklarını doğru yöne yönlendirirler, ancak katı çerçeveler empoze etmezler. Kendileri olmalarını, kendi isteklerini yerine getirmelerini, kendi hayallerini yaşamalarını ve güçlü yönlerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak için çaba harcarlar. Çok talepkar ebeveynler değillerdir, disiplin konusunda zorlanırlar. Esneklikleri, açıklıkları ve toleransları olumlu olduğu kadar, olumsuz durumları da tetikleyebilir. Çocukları bazen iyi ve arzu edilen davranışları kötü ve istenmeyenden ayırmada problemler yaşarlar. ISFP’ ler tüm zamanlarını çocuklarına ayırmaya hazırdırlar. Sonuç olarak, çocuklarını şımartırlar ve her istediklerini yerine getirirler, onları hediyelere boğabilirler.
Hayatlarının ilerleyen dönemlerinde çocukları, ISFP ebeveynlerine her şeyden önce kabulleri, sıcaklıkları, kararlarında ve seçimlerinde gösterdikleri saygı için teşekkür ederler.
ISFP’ ler yaratıcı dürtünün etkisi altında, hazırlık ve müzakere için fazla zaman ayırmadan çalışırlar. Bir fikir akıllarına geldiğinde, yola koyulur ve onu gerçeğe dönüştürmeye başlarlar. Geniş kapsamlı ilgi alanlarıyla, yeni bir şeyler denemeyi çok severler. Bir şey ilgilerini çektiğinde, tüm dünyayı unutabilir, tamamen işilerine odaklanabilir ve tüm zamanlarını iş için harcayabilirler. Öte yandan, dikkatlerini çeken başka bir şey olduğunda, mevcut görevlerini bırakarak, tamamen yenisine odaklanırlar. ISFP’ ler oldukça esnek insanlardır ve değişen koşullara uyum sağlayabilirler. Çalışma stilleri genellikle çevrelerindekiler için bir bilmecedir. Çünkü kolayca dikkatleri dağılır ve başka şeylerle ilgilenmeye meyillilerdir. Buna rağmen, işleri zamanında yetiştirmeyi başarabilirler.
ISFP’ ler doğası gereği pratiktir ve uygulanamayan teori ve kavramları değersiz görürler. Teori üzerine düşünmek yerine uygulamayı tercih ederler. Yeni şeyler öğrenmeyi severler. Ancak monoton ve teorik konuları zor bulurlar, en iyi yaparak öğrenebilirler. Bir şey yaratma süreci, onlar için muazzam bir sevinç kaynağıdır. Sürecin kendisini sonuçtan daha fazla önemserler.
ISFP’ ler liderlik etme konusunda isteksizlerdir. Çünkü insanları disipline etmek, dikkatlerini başarısızlıklar odaklamak, talimatlar vermek onlar için zordur. Perde arkasında çalışmayı severler. Ancak, kendilerine uygun bir iş yapıyorlarsa, ilgi odağı olmaktan kaçamazlar. Liderlik yapmak zorunda kaldıklarında, kendilerini bu spot ışığının altından mümkün olduğunca çabuk çıkaracaklar, bir görevi tamamladıktan sonra, mutlu bir şekilde gölgelerine geri döneceklerdir. Huzur, sessizlik ve kendi başlarına geçirdikleri zaman şarj olmalarını sağlar. Aynı zamanda iyi bir iş yaptıklarını bilmek için geri bildirim alma ve onaylama gereksinimi duyarlar. Başkalarının görüşleri kendileri için çok önemlidir. Son derece öz-eleştirel olma eğilimindedirler ve etraflarındakilerin olumlu değerlendirmesine rağmen, yaptıkları işlerin sonuçlarından genelde memnun kalmazlar, kendileri için çok sert değerlendirmeler yaparlar. Diğer insanlar, ISFP’ leri problem çözme konusundaki pratik fikirleri, esneklikleri, planlanmamış olaylar ve durumlar ortaya çıktığında gösterdikleri doğaçlama becerileri için takdir ederler. Değişen koşullara hızla tepki verebilme becerileri, kurtarıcı çözümler bulabilmeleri nedeniyle kriz yönetimi merkezlerindeki konumlar için ideal adaylardır.
ISFP’ ler geniş bir yelpazedeki görevleri başarı ile gerçekleştirebilirler. Ancak, onlara en büyük memnuniyeti veren, sahip oldukları değerleri, hayata geçirmelerini sağlayan çalışmalardır. Profesyonel olarak başarı sağlayan ISFP’ lerin anahtarı, tutkulu bağlılıklarıdır. Coşku uyandıran bir şeyle meşgul olduklarında dağları hareket ettirebilirler. Bununla birlikte, sıkıcı veya az değerli buldukları işlerde performanslarını sergileyemezler. En dikkat çekici motivasyonel programlar bile bu sonucu değiştirmeyecektir.
Çok sayıda rutin aktivite ve görev yürütülmesini gerektiren pozisyonlar ISFP’ ler için uygun değildir. Her şeyin bürokratikleştirildiği, bir dizi katı prosedürün gözetilmesi gerektiği, ayrıntılı kılavuzların uygulamaya konulması ve her şeyin plana göre, sabit tarihler dahilinde yapılması gereken resmi bir ortam onlar için işkence gibidir. ISFP’ ler kariyerlerini onlar için anlamlı ve önemli olan konular üzerinde planlamayı tercih ederler. Onlar için çalışmak, bir para kazanma yolundan daha fazlasıdır ve başarı, yüksek bir pozisyonda görev yapma ve çevrelerindeki kişiler tarafından takdir edilmeyle eş anlamlı değildir. ISFP’ lerin çalışma anlayışı, diğer insanlara yardım edilen ve sorunların çözüme kavuşturulduğu kurumlarla çok uyumludur. Aynı zamanda doğa ve hayvanlarla temaslarını sağlayan çalışmalardan da zevk alırlar.
ISFP’ ler, çalışanlarına özgürlük veren, kendileri olmalarına izin veren ve görevlerini kendileri için uygun olan şekilde yapmalarını destekleyen yöneticilere saygı gösterirler. Onların düşüncelerine göre patronlar, zor anlarda ve krizlerde, sorumlu oldukları insanları desteklemek için oradırlar. Profesyonel ilişkilerin güvene dayanmasını isterler, işyerinde dostça ve sağlıklı bir atmosfere değer verirler. Övgü, teşvik ve nazik bir kelimenin eleştiriden, disiplinden ve sıkı denetimden daha fazlasını sağlayacağına inanırlar. Bu şekilde düşünen yöneticilerle çalışmayı severler. Yöneticileri, yaptıkları çalışmalardan duydukları memnuniyeti bildirdiklerinde mutlu olurlar. Öte yandan, resmi davranışlardan hoşlanmazlar ve insanlara ne yapmaları gerektiğini söylemeyi sevmezler. Herkesin kendi yaşamları hakkında kendi kararlarını alma özgürlüğüne sahip olması gerektiğini düşünürler. Başkaları üzerinde baskı uygulamazlar ve onlara talimat vermezler. Bu yaklaşım, ikna becerilerinin ve insanları baskı altına alma yeteneğinin bir ön şart olduğu alanlarda çalışmaya uygun olmadıkları anlamına gelir.
Kendi kişilik profilimiz ve doğal tercihlerimiz hakkında bilgi sahibi olmak, profesyonel kariyerimizde en uygun yolu seçmemiz için bize paha biçilmez bir yardım sunar. Tecrübeler göstermiştir ki, ISFP’ ler bir dizi alanda mükemmel şekilde çalışabiliyorlarsa da, kişilik tipleri doğal olarak onları aşağıdaki alanlara ve mesleklere yönlendirmektedir:
• Esnaf
• Sanat
• Botanik
• Şef
• Zanaatkar
• Kriz Yönetimi
• Moda Tasarımcısı
• Çiçekçi
• Ormancı
• Bahçıvan
• Grafik Sanatçısı
• Kuaför
• İçmimar
• Anaokulu Öğretmeni
• Cankurtaran
• Mekanik
• Müzisyen
• Tarih
• Hayvancılık
• Fotoğrafçılık
• Doktor
• Psikolog
• Sosyal Refah
• Stilist
• Terapist
• Yaşam Koçu
• Seyahat Acentesi
• Veteriner
• Görsel Sanatlar
ISFP’ ler hayata pozitif yaklaşımla bakarlar ve doğaları gereği iyimserdirler. Son derece içtenler ve insanlara karşı açık olmaları ve hoşgörüleri ile tanınırlar. Estetik eğilimleri yüksektir. Sanatsal bir ruhla sahipler; güzellik, renkler, tonlar ve sesler konusunda zevklidirler. Kendilerine uygun olan araçları ve malzemeleri bulma, onları çarpıcı kompozisyonlar oluşturmak için kullanma yeteneğine sahiptirler. Moda, tasarım ve sanatta yeni trendleri tespit etmekte hızlıdırlar. İnandıkları görevler üzerinde çalışırken, onlara çok fazla çaba ve enerji harcayabilirler. Onlar yaparak hızlı öğrenirler.
Diğer insanların deneyimlerine ve sorunlarına içten ilgi duyarlar ve onlara yardım etmek için isteklilerdir. Başkalarına sıcaklık ve özen gösterebilirler, insanların bireyselliklerine saygı duyarlar. Mükemmel dinleyicilerdir. Herkesin içinde olumlu potansiyeli ve iyiyi bulabilirler. Güçlü empati yetenekleri ile başkalarına yardım edebilirler. Kendi güçlerine gönülden inanırlar. Bağımsızdırlar. Kendi değer sistemlerini takip ederler ve baskıyı kabul etmezler. Gelecekle ilgili spekülasyonlar onlara endişe vermez ve geçmiş hatalara üzülmezler. Acil ve güncel problemlere odaklanma yeteneğine sahiptirler. Oldukça esnek olmaları nedeniyle, bir krize hızlı bir şekilde yanıt vererek, yeni koşullara hızla müdahale edebilir ve hızla adapte olabilirler. Bir durumun potansiyelinden en iyi şekilde nasıl yararlanılacağını bilirler ve ihtiyaç ortaya çıktığında zekice doğaçlama yapabilirler.
Kural olarak, ISFP’ ler planlama ve hazırlık için uzun bir zaman dilimine ihtiyaç duyan ve önceden düşünmeyi gerektiren görevlerde pek iyi değillerdir. Sonuçların ancak belli bir zaman sonra ortaya çıkacağı işleri yapmak için onları motive etmek zordur. Dürtüsel olarak hareket etme ve karar verme eğilimindedirler ve yeni bir işe başlamak, onlar için, daha önce başladıklarını bitirmekten daha iyidir. Kişilerden ve durumlardan uzaklaşarak, analitik ve rasyonel karar verebilmek onlar için zordur. Kendilerini başkalarının görüşlerinin ve değerlendirmelerinin bir aynası olarak görürler. Son derece hassas insanlardır ve kolayca incinebilirler. Düşman bir ortam, ISFP’ lerin hayatlarında büyük sorunlara neden olabilir. Örneğin övgülerinde cimri, eleştirilerinde bonkör insanlar arasında çok mutsuz olurlar.
Düşük özgüvene sahip olma eğilimindedirler ve kendilerine olan inançlarının zedelenmesi çok kolaydır. Açıkça düşüncelerini ve arzularını dile getirmek onlar için zordur. ISFP’ ler eleştirme konusunda çok düşük bir tolerans eşiğine sahipler, hiç kimsenin yadırgamadığı bir durumu bile eleştiri olarak algılayabilirler. Aynı zamanda eleştiriyi kendi değerlerine bir saldırı olarak algılarlar. Bu davranış şekli onların gittikçe kendilerini kapatmalarına ve algılarını sınırlamalarına neden olabilir. Teorileri özümsemek ve pratik uygulamaya uygun olmayan kavramları anlamakla ilgili problemleri vardır.
Bireyselcilikleri ve kendi yollarında bir şeyler yapmaya olan düşkünlükleri, ekip çalışması içinde bulunmalarına engel olur. Yönetim işlevlerini yerine getirirken, insanları disipline etmekte, başarısızlıklar ve dikkatsizliklere dikkat çekmekte, talimatlar vermekte ve görevleri yerine getirmekte zorlanırlar.